Ayn Rand – Ego

📔 Ego

✍️ Ayn Rand

📅 14/06/2024

⭐ 8/10

ISBN-13: 9786254102349

Ayn Rand, bu eserinde Eşitlik 7-2521 adlı karakterin distopik bir dünyada yaşadığı yabancılaşma ve rastgele bir keşfin ardından gelen “aydınlanmayı” tarif ediyor.

Diğer eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de Ayn Rand’ın yarattığı dünyayı tasvir ederken kullandığı ifadeler oldukça keskin ve çarpıcı. Bu eserde gri alan yok. Sadece siyah ve beyaz var. İyi ve kötü birbirinden çok kalın bir çizgiyle ayrılıyor.

Roman, bildiğimiz dünya ve toplumsal düzenin sona ermesinden sona adına Büyük Hakikat denen “Bütün insanlar birdir, bütün insanların ortak arzularından başka arzu olamaz.” düsturuyla toplumun yeniden düzenlendiği bir dönemi anlatıyor. Bu toplumda “ben” fikri yok, öyle ki dillerinde “ben” kelimesi dahi yok. Her şey “biz” için ve “biz” adına yapılıyor. Bunu kitabın başında anlayamadığım için yer yer zamirler konusunda kafam karıştı.

Kahramanımız başından beri fiziksel farklılıklarından dolayı toplumu tarafından hakir görülen bir genç. Düşünce dünyası da -belki toplum tarafından hor görülmesi sebebiyle- diğerlerine göre daha canlı. Henüz düşünme yetisini haiz değil belki, ancak ne aradığını bilmeden el yordamıyla “ben”i arıyor.

Rastgele keşfettiği elektrik, mevcut otorite tarafından yasaklanınca kendini bir firari olarak ormana kaçarken buluyor. Peşinden gelmeye cesaret etmiş bir kadın ile birlikte ormanın ortasında buldukları evdeki kitaplar ve eşyalardan başlayarak medeniyeti tekrar keşfediyorlar. Asla geri dönmemeye ve burada yeni bir düşünce ve toplum inşa etmeye karar veriyorlar.

Romanda olay örgüsünün kaba olması ve diğer romanlarda alıştığımız kahramanın ikileminin ya da zor bir karar verme sürecinin burada olmaması eseri yapay ve derinliksiz kılıyor. Olay örgüsü doğal değil de sanki Rand’ın sürekli müdahaleleriyle şekilleniyor gibi.

Eser 1937 yılında kaleme alınmış. Siyasi konjonktür düşünüldüğünde Rand’ın bu kitabı aslında bir manifesto gibi kaleme aldığı da söylenebilir. Bu da yukarıda bahsettiğim yapaylığı ve yüzeyselliği açıklar. Eğer manifesto olduğunu kabul edersem oldukça ikna edici ve muhteşem bir manifesto olduğunu da ayrıca söylemeliyim.

Eseri okurken aklıma çok defa 1984 geldi. İki romanın da konusu ve baş kahramanlarının özellikleri ilginç şekilde birbirine benziyor. Ancak bu kitap, edebi yönünden feragat etmekten çekinmiyor ve yer yer ideolojik ve didaktik bir metne dönüşüyor. Zaten Ayn Rand’dan başka türlüsünü beklemezdim.